top of page

OSHO Öğretileri - Birey Olma Üzerine Aforizmalar

1) Kendi başınıza yaptığınız sadece ufacık bir keşifle tamamen farklı bir varlık haline gelirsiniz çünkü artık içinizde gerçek doğmuş olur.


2) Düşüncelerinizin kaçının kendinize ait olduğunu şöyle bir saysanız, tek bir düşüncenin bile aslında size ait olmadığını görüp şaşırırsınız.


3) Temiz bir başlangıç yapın: hiçbir inanış, hiçbir dogma ve hiçbir inancın olmadığı temiz bir sayfa açın. O zaman gerçeğin ne olduğunu bulma olasılığınız var.


4) Dünyanın her yerinde çeşitli mucizeler meydana geliyor; hiçbir zaman yaşamamış olan insanlar ölüyorlar; ne imkansız bir şey ama! Fakat bu her gün oluyor. Ve birçoğu asla yaşamadığını ancak ölüm anı gelip çattığında fark edince, şöyle diyor: “Çok garip, hayatı ıskaladığımı ilk kez fark ediyorum!”


Eğer yaşıyorsanız, ne için yaşıyorsunuz? Sevmek, eğlenmek, kendinden geçmek için. Yoksa neden yaşayasınız?



5) İçinizde doğan sorunların hepsinin kökünde yatan neden zihindir.


6) Sahte dinler zihni disipline etmeye dayalıdır. Gerçek dinin ilk işi zihni bir kenara koymaktır.


7) İnsanlar ya Tanrı inancına tutunuyor ya da biraz daha güçlü olanlar, yani entelektüeller, aydın sınıfındakiler ise ateizme. Fakat bunların her ikisi de şüpheden kaçış yollarıdır. Şüpheden kaçmak ise sorgulamaktan kaçmaktır.


8) Ego ise sizin biriktirdiğiniz, bizzat elde ettiğiniz bir şeydir. Öz varoluşun size bir hediyesidir.


9) Din adamları dünyadaki en iyi düzenbazlardır. Onlar bugüne dek kimsenin görmediği, hiç kimsenin de asla göremeyeceği şeyleri satmışlardır.


10) Toplum şunları öğretir: “Daima en uygun ve en rahat olanı seç; Adem ve Havva’dan beri senin atalarının ve onların atalarının yürümekte olduğu o en işlek yolu tercih et. En işlek yolu seç. Kanıt budur. Milyonlarca insan bu yoldan geçtiğine göre sen de buradan gidersen yanlışa düşmemiş olursun.”


Fakat bir şeyi unutmayın: Kalabalıklar asla gerçeği deneyimlememiştir. Gerçek sadece bireylerin başına gelen bir şeydir.


11) Neyin ne gibi sonuçlar getireceğini ancak bir korkak düşünür: “Eğer şöyle yapsam ne olur? Bu nasıl bir sonuç doğurur?” diye sorar. O, sonuçla daha fazla ilgilidir. Gerçek insan asla sonuçları düşünmez. O sadece eylemi düşünür; tam orada ve o andadır.


12) Otobanda mı yoksa başka yolda mı ilerlediğinizi düşünmeden, en sonunda nereye varacağınızı kafanıza takmadan yaşamla birlikte yol alın. Yalnızca çok az sayıda insan gerçekten yaşıyor. İnsanların yüzde doksan dokuzu yavaş yavaş intihar ediyor.


13) Sizi hiç ilgilendirmez. Eğer açgözlülük gelip geçiyorsa, bırakın geçsin; eğer öfke gelip geçiyorsa, bırakın geçsin. Siz kimsiniz ki buna müdahale edeceksiniz? Zihninizle neden bu kadar özdeşleşmiş haldesiniz?



14) Din kelimesinin kökünde yatan anlam, parçaları artık birer parça olmaktan çıkıp bir bütün olacak şekilde bir araya getirmektir. Normal olarak siz bir çokluk, bir kalabalıksınız. Din bu kalabalığı eritip tek bir bütün haline getirir, böylece içinizdeki her şey içinizdeki diğer her şeyle uyumlu olarak işlemeye başlar, hiçbir çatışma, ayrılık, mücadele kalmaz.


15) Tanrı’yı ortadan kaldırıyorum, böylece artık zavallı yaşlı adamı suçlayamazsınız. Onu her şey için yeterince suçladınız: yok dünyayı o yaratmış, yok bunu o yaratmış, yok şunu o yaratmış. Tüm suçu onun üzerinden alıyorum.


O yok. Sorumluluğu üzerine atmak için onu yaratan sizlersiniz. Sorumluluğu artık üzerinize alın.


16) Düşünmek gözlere perde indirir. Gördüklerinize kendi rengini, kendi gerçeklik anlayışını katar. Gerçekliğin size ulaşmasına izin vermez, kendini gerçekliğe dayatır. Düşünmek gerçeklikten sapıştır. İşte bu nedenle gerçeğe erişebilmiş tek bir filozof bile yoktur.


17) Herkes size göze batmamanızı söyler durur. Peki, ama neden? Hayat bu kadar kısayken neden göze batmaktan kaçınalım ki?


18) Bir insanı suçlu hissettirmedikçe psikolojik olarak köleleştirmeniz mümkün değil. Suçluluk duygusu yaratmak için yapmanız gereken çok basit: Hataları, yanlışları günah olarak adlandırmak.


19) Bir çocuğun doğduğu ilk günden itibaren, onda bir vicdan yaratmaya başlarız; bu vicdan denilen şey, toplumun sizde olmasını istemediği her şeyi sürekli olarak kınarken, sizde olmasını istediği her şeyi ise sürekli olarak yüceltendir. Düşüncelerinizde bile özgür olmaya izniniz yoktur: Tanrı izliyor. Bu Tanrı röntgenci olmasın sakın. Ne de olsa bütün banyoların kapı deliklerinden bakıyor, sizi bir an yalnız bırakmıyor; banyoda bile.


20) Şu iki kelimenin anlamını çok iyi kavramalısınız: Vicdan ve bilinç. Bilinç size aittir. Vicdan ise size toplum tarafından verilir; bilincinize uygulanan bir dayatmadır.


21) Kimseye itaat etmeyin; sadece kendi varlığınıza itaat edin. O sizi nereye götürürse, hiç korkmadan, tamamen özgür olarak gidin. Siz özgürlüğünüzden feragat ettiğiniz müddetçe toplum da size her şeyi verir. Size saygınlık verir, hiyerarşinin içinde, bürokraside önemli mevkilere gelmenizi sağlar.



22) Ben ibadete karşıyım çünkü ibadet temelde bir ticarettir. İbadet Tanrı’ya verilen bir rüşvettir, altında onun egosunu pohpohlamak yatar: “Sen en yücesin, sen merhametlisin, sen istediğin her şeyi yapabilirsin.” Tüm bunlar sırf ondan bir şeyler istemek için söylenir. Tanrı bizim en büyük diktatör fikrimizden başka bir şey değil; en büyük Adolf Hitler o.


23) Kimseden etkilenmeyin. Kimsenin etkisi altına girmeyin. Bakın, görün, farkında olun ve seçim yapın. Fakat şunu unutmayın ki bu konuda sorumluluk kendinize aittir.


24) Dünyadaki zihinsel hastalıkların yüzde doksanı cinselliğin bastırılmasından, bedensel hastalıkların yüzde ellisi ise cinselliğin baskılanmasından kaynaklanmaktadır.


25) Eğer tüm insanlık delirmediyse, böyle bir şeyin nasıl devam ettiğini anlamak imkansız. Uluslara ne gerek var? Pasaportlara, vizelere ve sınırlara ne gerek var? Tüm yeryüzü bize aittir ve bir insanın nerede olmak istiyorsa orada olmaya hakkı vardır.


26) Bireyler büyük suçlar işlemez, büyük suç işleyenler her zaman kalabalıklardır. Çünkü bir kalabalığın içindeki hiçbir birey, olan bitenden kendisini sorumlu görmez. “Ben herkesle birlikte hareket ediyorum,” diye düşünür insan.


27) O milyonlarca yıldır oradaydı; kalbinizdeki kutsal mabet Tanrı fikriyle doluydu. Şimdi birdenbire onu dışarı atınca kendinizi boş ve kaybolmuş hissedebilir ve korkabilirsiniz. Fakat boş hissetmek iyidir, korkmak iyidir, kaybolmak iyidir çünkü gerçeklik budur.


28) Varoluş sadece tek bir zaman kipi bilir, o da şimdiki zamandır. Üç ayrı zaman kipini yaratan dildir ve üstelik böylelikle zihninizde üç bin tane gerilim yaratır.


29) Yalnızca yaşanmamış geçmiş, psikolojik bir yük haline gelir. Tekrar edeyim, yaşanmamış geçmiş, yani yaşayabileceğiniz ama yaşamadığınız o anlar.


30) Bu hayatın keyfine bütünüyle varabildiğinizde, ölümden sonra ne olacağınızı hiç dert etmezsiniz çünkü şu anda o kadar çok şey vuku buluyor olur ki daha fazlasının mümkün olabileceğini hayal bile edemezsiniz.


31) Gelip geçenin kendimiz olduğunun farkına varmaktansa, büyük bir icatta bulunarak saati yarattık, böylece geçen şey zaman oldu.


32) Neredeyse her koca karısından şüpheleniyor ve neredeyse her kadın kocasından şüpheleniyor. Evlilik olayı zaten tamamen siz güven duyamadığınız için vardır. Bu yüzden aranıza yasaları sokuyorsunuz, yoksa aşk yeterli olurdu.


33) Varoluşta en sıra dışı şey sıradan olmaktır. Herkes sıra dışı olmak ister, bu çok sıradandır. Fakat sıradan olmak ve sıradan biri olarak rahat etmek, inanılmaz derecede sıra dışı bir şeydir.

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page