Başkasının başına gelen felaketler daima kendi ıstırabımızı yatıştırmaya yarar.
Derken şikayet etmeyi bırakıyorsun çünkü şikayet etmek bir şey için mücadele ettiğin anlamına geliyor.
Her sene aynı konular tartışılıp durmasına rağmen sorunlara çözüm bulunamıyor; çünkü hiç kimsenin meselelere ilgisi samimi değil.
Herkesin sürekli mutlu olmasına gerek yoktur. Dahası, dünyada kimse bunu başaramaz. Hayatın gerçekleriyle başa çıkmayı öğrenmek gerek.
Satürn 29 senede bir doğum tarihimizde bulunduğu yere döner. Bu ana dek her şeyin mümkün olduğunu, rüyalarımızın gerçekleşeceğini, etrafımızda yükselen duvarları yıkabileceğimizi zannederiz.
Fırsatları kaçırmaktan korkmak ne büyük mutluluk!
…sırf “olgunluk” adını verdiğimiz şeye ters diye duygularımızı ve arzularımızı bastırmaya zorlanıyoruz.
İşte en büyük eksiğim bu: Rahatlayıp hayatın tadını çıkarmak.
İnsanlık insanın kendisi tarafından yaratılabilir mi?
Başkasının yüreğinde imkansız bir sevgi uyandıran insan özür dilemeye mecbur bırakılabilir mi?
“Çalışmaktaki amacınız nedir?” Kimileri aile kurmak olduğunu söyler. Kimileriyse kariyer yapmak. Ama ısrar edip biraz daha derinlere indiğimde hemen hepsinin cevabı aynıdır: Dünyayı değiştirmek.
Mutluluk bekleyebilir. Önemli olan görünüşü kurtarmaktır. Anlamı basit: Zengin mi zengin olduğumuzu aman kimse anlamasın.
Başucumdaki iPad’i elime alıyorum. 365 ile 70’i çarpıyorum. Sonuç 25,350. Normal bir insanın ortalama yaşadığı gün sayısı. Şimdiye kadar kaç günümü böyle harcadım?
Kendi arzuladığımı kişi değiliz. Toplumun talep ettiği kişiyiz. Anne babamızın istediği kişiyiz. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemeyiz, sevilmeye çok ihtiyacımız vardır. İşte bu yüzden en iyi yönlerimizi bastırırız. Rüyalarımızın ışığı olarak gördüğümüz şey yavaş yavaş kabuslarımızın canavarına dönüşür. Gerçekleştirmediğimiz şeyler, yaşamadığımız olasılıklardır bunlar.
…erkeklerin de kadınların da eşlerini aldatma arzusunun elit olduğuymuş. Ama kadınların iradesi daha güçlüymüş.
Gördüklerini kalbine işle. Yaşadıklarını başkalarına göstermekten daha önemlidir bu.
İki kişi arasındaki bağa en çok zarar veren şey risklerden uzak yaşamak yeniliklerden uzak durmaktır.
Hayat uzun bir tatil değil, sonsuz bir öğrenme sürecidir. Çıkarmamız gereken en önemli ders ise sevmeyi öğrenmektir.
Comments