top of page

Women In Art #9: Mary Cassatt (eng/tr)

Güncelleme tarihi: 2 Eki 2022

A female painter and a female painter. American first impressionist painter. The protagonist of a story of resistance to the male-dominated society: Mary Cassatt.


She was born in Pennsylvania, USA, as the daughter of a wealthy merchant. She is the second of four children in the family. When Mary was 7 years old, her family decided to live in Europe and moved to Paris, then settled in Germany to study engineering for their eldest son Alexander, but returned to the USA in 1855 after their middle son Robert died of bone cancer. Mary learns very good French and German during these years.

At the age of 16, she stated that she wanted to become a painter during his European tour with her family. However, this situation is contrary to his social status as well as to the time she lived. The reason for this is seen as the only duty of women to be a "proper" wife. For these reasons, her family is against her decision.


In 1860, she persuaded her family despite the negative reactions she faced and went to the Pennsylvania Academy of Fine Arts in the USA. But even there she encounters a similar reaction. An individual devoted to art, Cassatt is not accepted by his teachers and friends, who are mostly men. However, Cassatt, who thinks that the education she received there is also insufficient for her, decides to go to Paris in order to make her passion a way of life. She struggles with her father to realize this decision. It is rumored that his father said, "I would rather see you dead than a bohemian living outside the country." Afterwards, she moves to Paris with the support of family friends.

The fact that the woman is seen as the second person shows itself here as well, despite the income of her family. Since the Academy of Fine Arts in Paris does not accept female students, she takes private lessons from famous painters of the period.


In 1868, her painting The Mandolin Player was accepted into the Paris Salon. However, at this point, she uses the pseudonym Mary Stevenson while giving her picture to the exhibition due to her strong objection to her father being a painter. Disturbed by the strict rules of the Paris Salon, where her works were exhibited for many years, Cassatt embarks on a new quest in painting. Together with Edgar Degas, whom she met during this period and remained close friends for many years, she began to produce works under the influence of the newly shaped impressionism movement.

Cassatt, an American first impressionist painter, became the "first female artist" to be awarded a medal of honor by the French government in 1904 for her contributions to art. As an idealistic, strong young female painter, I admire her!


It does not only place women as an element of beauty, but also presents them in their most natural form in their daily lives. As an example of this, The Child's Bath (1893), one of her most famous works, relates the daily work of a mother giving her child a bath. The painting, in which the most intimate form of the relationship between mother and child is presented, is considered "unusual since it does not deal with an unusual subject". While she argues that women should be educated, powerful, leaders and related to social issues, she also shapes her works in this direction.


Cassat, who lived a lonely and unhappy life in the last years of her life, also lost her friend Degas, who was the only link with her past life and successful works, in 1917. She returned to his castle in 1920, where she was separated during World War I, and spent the rest of her life there. She died on June 14, 1926 in his home in Mesnil-Beaufresne, near Paris, France.


—---------------------------------------------------------------


Bir kadın ressam ve bir kadın ressamı. Amerikalı ilk izlenimci ressam. Erkek egemen topluma bir direniş hikayesinin başkahramanı: Marry Cassatt.


ABD’nin Pensilvanya eyaletinde zengin bir tüccarın kızı olarak dünyaya gelir. Ailenin dört çocuğundan ikincisidir. Mary 7 yaşındayken ailesi Avrupa'da yaşamaya karar vererek Paris’e taşınır ardından büyük oğulları Alexander'ın mühendislik öğrenimi için Almanya’ya yerleşirler ancak ortanca oğulları Robert'in kemik kanserinden ölümü üzerine 1855 yılında ABD’ye dönerler. Mary, bu yıllarda çok iyi düzeyde Fransızca ve Almanca öğrenir.

16 yaşında ailesiyle beraber gittiği Avrupa turunda ressam olma istediğini dile getirir. Ancak bu durum sosyal statüsüne aykırı olmakla beraber yaşadığı zamana da aykırıdır. Bunun nedeni kadınların tek görevinin “münasip” bir eş olması olarak görülür. Bu nedenlerden ötürü kararına ailesi karşı çıkar. 


1860 yılında ailesini karşılaştığı olumsuz tepkilere rağmen ikna ederek ABD’deki Pensilvanya Güzel Sanatlar Akademisi’ne gider. Ancak orada dahi benzer bir tepkiyle karşılaşır. Sanata gönül vermiş bir birey olan Cassatt, çoğunluğu erkeklerden oluşan hocaları ve arkadaşları tarafından kabul görmez. Bununla beraber orada gördüğü eğitimin de kendisi için çok yetersiz kaldığını düşünen Cassatt tutkusunu bir hayat biçimi yapma amacıyla Paris’e gitme kararı alır. Bu kararını gerçekleştirmek için babasıyla mücadele eder. Öyleki babasının “Seni ülke dışında bir bohem gibi yaşayan biri olarak görmektense ölü olarak görmeyi tercih ederim” dediği rivayet edilir. Sonrasında aile dostlarının desteğiyle Paris’e taşır. 

Kadının ikinci insan olarak görülmesi, ailesinin sahip olduğu gelire rağmen burada da kendini gösterir. Paris’teki Güzel Sanatlar Akademisi kadın öğrenci kabul etmemesi sebebiyle dönemin ünlü ressamlarından özel dersler alır. 


1868’de Mandolin Çalgıcısı adlı tablosu Paris Salonu’na kabul edilir. Ancak bu noktada babasının ressam olmasına olan şiddetli itirazı nedeniyle resmini sergiye verirken Mary Stevenson takma ismini kullanır. Uzun yıllar boyunca çalışmalarının sergilendiği Paris Salonu’nun katı kurallarından rahatsızlık duyan Cassatt, resimde yeni bir arayışa girer. Bu dönemde tanıştığı ve sonrasında uzun yıllar boyunca yakın arkadaş olarak kaldığı Edgar Degas ile birlikte yeni yeni şekillenen izlenimcilik (empresyonizm) akımı etkisinde eserler vermeye başlar. 

Amerikalı ilk izlenimci ressam olan Cassatt, 1904 yılında da Fransız hükümeti tarafından sanata olan katkılarından dolayı onur madalyasına layık görülen "ilk kadın sanatçı" olur. İdealist, güçlü genç kadın bir ressam olarak kendisine hayranlık besliyorum! 


Kadınlara yalnızca bir güzellik öğesi olarak yer vermez, günlük hayatlarındaki en doğal halleriyle karşımıza çıkarır. Buna bir örnek olarak en ünlü eserleri arasında yer alan Çocuğun Banyosu (1893) bir annenin çocuğuna banyo yaptırdığı günlük işi aktarır. Anne ve çocuk arasındaki ilişkinin en samimi halinin verildiği resim “sıradışı bir konu işlemediği için sıradışı” kabul edilir. Kadınların eğitimli, güçlü, lider ve sosyal meseleler ile ilgili olmaları gerektiğini savunurken eserlerini de bu yönde şekillendirir. 


Ömrünün son yıllarında yalnız ve mutsuz bir yaşam süren Cassat, geçmiş yaşamı ve başarılı çalışmaları ile tek bağı olan arkadaşı Degas’ı da 1917’de kaybeder. I. Dünya Savaşı boyunca ayrı kaldığı şatosuna 1920’de döner ve ömrünün geri kalanını orada geçirir. 14 Haziran 1926’da Fransa’da Paris yakınlarında Mesnil-Beaufresne’deki evinde hayatını kaybeder. 



Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page